İş Hayatında Geçinilmesi Zor İnsanlarla İlişkiler
Günümüzde insan ilişkilerinde başarılı olmanın önkoşulu her türlü insanla geçinebilme becerisine sahip olmaktır. Fakat öyle insanlar vardır ki onlarla birçok kişi anlaşamaz. Geçinilmesi zor insanlar olarak nitelenen bu insanlar çevrelerindeki insanların çoğu ile geçinemezler; herkes de çoğu zaman bu insanlardan uzak durmaya çalışır. Fakat bu kimi zaman mümkün değildir. Evde, iş yerinde, çarşıda, pazarda, sokakta, kısaca yaşamın sürdüğü her yerde geçinilmesi zor insanlarla karşılaşmak mümkündür.
Bazı durumlarda bu insanlarla ilişkiyi sürdürme zorunluluğu vardır ve o insanlarla geçinmenin yolunu bulmaktan başka çare yoktur. Böyle durumlarda ilişkilerin mümkün olduğunca daha az çatışma yaşanacak şekilde sürdürülebilmesi için, kişinin hem kendini hem de karşısındaki insanı tanımalı ve kişilik özelliklerine göre nasıl davranılması gerektiğini bilmelidir.
Her an bir anlaşmazlık ya da çatışma yaşanma olasılığı nedeniyle geçinilmesi zor insanlarla ilişkilerde ise ilişkinin yönlendirilmesi ve yönetilmesi gerekmektedir.
GİRİŞ
Zor olan işler değil, insanlardır, diye çok sevdiğim bir deyim vardır. Hem eğitim sektöründe hem de diğer birçok sektörde işimiz hep insanlarladır. Bu kimi zaman her şeyi çok güzel, canlı ve renkli bir hale getirebildiği gibi kimi zaman da kâbus şekline sokabilir. Hatta çoğu kez bu gibi çatışmalar iş hayatında birilerinin telef olmasına neden olabilir.
Herkes dünyayı değiştirmek ister ama kimse kendini değiştirmek istemez. Olağan durumlarda, olağan zamanlarda çevremizdeki insanlarla iletişim kurmak çoğu zaman kolay, hatta keyif vericidir, bu keyfi sağlayan hiç şüphe yok ki hem bizim tavrımız hem de iletişim kurduğumuz insanların tavrıdır. Ancak ne zamanki karşımızdaki insanların bu tavırlarında farklılıklar, olağan dışına taşmalar ve zorluklar başlar, o andan itibaren artık farklı iletişim becerilerine, paradigmaların sorgulanmasına ihtiyaç duyulur.
“Herkesle iyi geçinmek mümkün mü?” sorusunu soracak olursak dost ya da iyi bir arkadaş olarak geçinmeyi hedeflemiyorsak bu sorunun yanıtı evettir. Çevremize baktığınızda herkesle geçinebilen insanlar olduğunu görürüz. Onların sahip oldukları iyi geçinme becerilerini herkes kazanabilir. Fakat bunun bugünden yarına kazanılamayacağı, uzun süren uğraş ve çaba gerektirdiği unutulmamalıdır. Bu konuda ilk adım öncelikle istekli olmak ve bu isteği uygulamaya geçirmektir. İş hayatı önde olmak koşuluyla, yaşamın birçok alanında tahammül etmekte zorlanılan kişiler vardır. Genellikle bu zor kişilerin istenmeyen davranışlar sergilediğine tanık olunur ya da beklediğimiz davranışları onlardan göremeyiz. Ama onlarla birlikteyizdir. Bu mecburiyet duygusu zaman zaman insanın enerjisini sömürür. Zor insanları tanımak onlara ulaşabilmek için iletişim kanalları bulmak ve kullanmak, zor durumlarla nasıl baş edeceğimizi bilmek gibi kriterler zor insanlarla başa çıkma adına çok önemlidir. Amacımız zor insanlarla beraberliğimizi stres kaynağı olmaktan çıkarmak, ılımlı bir iletişim zeminine taşımaktır. Bazı insanlar karşılarındakinin performansını düşürmek ve onların şevkini kırmak için bilerek ‘zor’ tavırlar sergiler. En kötüsü de, bu tavırlarını değiştirmeleri için onlara teklif edilen tüm yardımlara ve iletişim yollarına karşı bağışıklık kazanmış olmalarıdır. Tüm bu çabalar sonuçsuz kalır.” Hayatın her alanında farklı insanlarla, farklı nedenlerle ve farklı durumlarda bir araya geliriz, kimileri ile sorunsuz beraberlikler yaşarken kimileri ile de yan yana gelmek dahi istemeyiz. Çünkü onlar bizim gözümüzde iletişim kurulması zor hatta imkânsız olan insanlardır. İletişim tarzı açısından karşısındakini zorlayan insanlar olabileceği gerçektir. Bu bazen bizim bakış açımızla da ilgilidir, ancak her durumda bir iletişim platformunda buluşmak söz konusu olduğu için zor insanlarla iletişim amacı ile atılacak ilk adım kendi bakış açımızı sorgulamaktır. Zor insanlarla makul bir iletişim kurabilmek için temel iletişim becerilerine ihtiyaç vardır; dinlemek, anlamak, geri bildirimde bulunmak gibi; ama hepsinin başında kendi bakış açımızı sorgulamak gelir.
1. GEÇİNİLMESİ ZOR İNSAN TİPLERİ
Zor insanlarla baş edebilmek için onları yakından tanımak ve zor anlarda neler yapılabileceğini bilmek gerekir. En belirgin dört “Zor İnsan” tipini şöyle tanımlayabiliriz:
Agresif İnsanlar: Bu insanlar karşılarındakinin ya kendilerinden kaçmalarını ya da öfkeyle kendilerine saldırmalarını beklerler. Bu davranışlara karşı hazırlıklıdırlar. Saldırgan bir tavırla karşılık verip bizi rencide edebilirler. Bu yüzden onlara karşı durmalı ama savaşmamalıyız. Amacımız fikirlerimizi kendimizden emin bir şekilde savunmak, polemik yaratmak değil. Sakin bir şekilde kendimizi ifade etmeli ve bize yönelik saldırgan tavırlara kendimizden emin bir şekilde karşılık vermeliyiz.
Pusuda bekleyenler: Bu insanlar, en uygun zamanı bekleyip kurnaz bir şekilde saldırma konusunda ustadırlar. Mizahi yöntemlerin arkasına sığınarak ve alaycı ses tonlarıyla bizi küçük düşürmeyi hedeflerler. Polemiğe girmek istemediğimiz için bu insanlarla mücadele etmekten kaçınıyor olabiliriz. Unutmayalım ki ne kadar geri çekilirsek o kadar üstümüze gelirler. Bu yüzden karşımızdaki zor insana soruyla cevap vermeliyiz. “Galiba şaka yapıyorsun, yoksa yanılıyor muyum?” gibi bir soru karşısında o da geri adım atacak ve büyük ihtimalle sadece şaka yaptığını söyleyecektir. Dahası, bir daha kolay kolay bize sinsi şakalar ya da küçük düşürücü oyunlar yapamayacaktır.
Sürekli şikâyet edenler: Bu insanlar; düşmanlık dolu bir dünyada yaşadıklarına inanırlar, bu yüzden karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine olan güvenleri de azdır. Eksik olan özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz, her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır içine girerler. Bu insanlarla mücadele ederken negatif bir tavır sergilemektense onlara iyimser bir şekilde yaklaşmalıyız. Olayların, onlara görünmeyen iyi yönlerini göstermeye çalışmalıyız.
Sessiz insanlar: Sorularımıza kısa cevaplar veren ya da bizi duymazlıktan gelen, sürekli somurtan insanlarla anlaşmak zordur, çünkü bu insanlar çekingendirler. Mümkün olduğunca az konuşur, çevrelerindekilerle diyaloga girmezler. İnsan ilişkilerinde de ilk adımı kolay kolay atamazlar. Bu yüzden onlarla anlaşmaya çalışırken “evet-hayır” cevaplı sorulardan çok, uzun cevaplı soruları tercih etmeliyiz. Cevap vermeleri için onlara zaman verip ve sabırla beklemeliyiz. Cevaplarını dikkatlice dinlemeli ve ilgili tavrımızı yitirmeden sohbeti uzatmaya çalışmalıyız.
2. GEÇİNİLMESİ ZOR İNSAN TUTUMLARI
Saldırgan: Genellikle tehditkâr ve öfkelidirler, karşısındakini kırmaya odaklı, iletişiminde ezici, yüksek sesle ve hakaret içeren sözlerle konuşmak genel tarzlarıdır.
Alaycı: Kaba yorumları, iğneleyici sözleri, rahatsız edici yüz mimikleri, kinayeli ifadelerle bezenmiş tarzları vardır
Her şeye kadir: Her konuda fikri olan, bilgisinden hiç şüpheye düşmeyen insanlardır, farklı ve karşı fikirlere kapalı, düzeltilmeye tahammülsüzdürler. Otoriter tavır, çevreyi suçlama genel tarzlarıdır
Her şeyi bildiğini sanan: Herkesi yarım bilgisiyle etkilemeye çalışan bu nedenle de zaman çalan, hatta zaman çalmakla da yetinmeyip bilgi ve fikir çalan tiplerdir
Olumsuzluk abidesi: Sürekli eleştiri, bağırma, küçük meselelerin dev olduğu bakış açısı, durumu olduğundan zor duruma sokma gayreti öne çıkan özellikleridir.
Evetçi: İnsanları mutlu etmek isterler, mücadele edecek ortamlardan kaçınırlar. Kötü kişi olmamak için her duruma evet diyen ve bunun bedelini ödeyen tiplerdir.
Belkici: Herhangi bir karar anında belki daha iyi bir seçenek ortaya çıkar diye mevcut durumu veya seçeneği erteleyen tiplerdir. Zor durumlarda yardımları gerektiğinde kendisi ile çalışılamaz.
Tepkisiz: Sözlü veya sözsüz bir geri bildirim vermeyen, karşısındakinin motivasyonunu olumsuz etkileyen, durgun bir tarzları vardır.
Hayırcı: Moral bozma konusunda uzmandırlar. Kendilerinden bir konu üzerinde yorum yapılması istendiğinde tüm umutları söndürürler. Umutsuzluk, bunalım ve sonuçsuzluk en belirgin özellikleridir.
Kronik Muhalefet: Sürekli kendilerini haksızlığa uğradıklarını düşünen, hiç kimsenin erişemeyeceği mükemmeliyet standartları olan, sunulan çözüm önerilerine kulak tıkayan bir tarzları vardır.
3. GEÇİNİLMESİ ZOR İNSAN KİŞİLİKLERİ
Psikiyatr ve tedavi uzmanı yazarların yapıtlarında on iki büyük kişilik tipini ele alarak son derece ilginç bir portreler galerisi oluşturmuşlardır.
- Paranoid Kişilik
- Şizoid (İçe kapanık) Kişilik
- Şizotipal Kişilik
- Antisosyal Kişilik
- Borderline (sınırda) Kişilik
- Histerionik (oyuncu) Kişilik
- Narsistik (özsever) Kişilik
- Çekingen (kaçıngan) Kişilik
- Bağımlı Kişilik
- Obsesif-kompulsif (saplantılı-zorlantılı) Kişilik
- Depresif (çökkün) Kişilik
- Pasif-Agresif Kişilik
3.1. Paranoid Kişilik Yapısı
Paranoid Kişilik Yapısının Belirtileri
- Başarısızlıktan ve aşağılanmaktan aşırı derecede korkma
- Karşılaştığı kötü davranışları asla affetmemek,
- Kuşkuculuk, kıskançlık, çekememezlik.
- Sorumluluktan kaçınmak.
- Sürekli şüphe duymak, kimseye güvenmemek.
- Aşırı ve saldırgan bir tarz ile hareket etmek.
- Sabit fikirli, inatçı ve katı bir yapı.
- Kızmaya, öfkelenmeye ve agresifleşmeye hazır olma.
- Ukalalık, kendine aşırı güven, üstün olduğuna inanma.
- Yalan söylemeye, gerçekleri farklı göstermeye eğilim.
- Toplumda görülme derecesi: %0,5-%2,5
- En iyi tanımlayan atasözleri ve deyimler: Havadaki buluttan nem kapmak. Pireyi deve yapmak.
Paranoidlere Nasıl davranılmalı ?
- Nedenler ve niyetler açıkça belirtilmeli.
- Biçimsel kurallara büyük bir titizlikle uyulmalı.
- Onunla düzenli bir ilişki sürdürülmeli.
- Yasa ve yönetmeliklere göndermeler yapılmalı.
- Küçük zaferler kazanmasına izin verilmeli.
- Yanlış anlamaları düzeltmekten kaçınmamalı.
- Arkasından dedikodu yapılmamalı.
- Politik konulara girilmemeli.
3.2.- Şizoid (içekapanık) Kişilik Yapısı
Belirtileri
- Güçlü duygular yaşamazlar.
- Arkadaşlık ilişkisi kurmayı istemez ya da zevk almaz.
- İnsanlarla iletişim gerektiren bütün sosyal
- Aktivitelerden kaçar.
- Başka insanlara yabancılaşma ya da duygusal olarak soğukluk.
- Hiçbir arkadaşı yoktur.
- Övgü ya da eleştiriye karşı hiç tepki vermez.
- Soğuk ve umursamaz davranır.
- Duygularında hemen hemen hiç değişim olmaz.
Toplumda görülme derecesi: % 0,5 -7 Erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülmektedir.
Şizoid (İçe kapanık) İnsanlara Nasıl Davranılmalı?
- Yalnız kalma isteklerine saygı gösterilmeli.
- Ona uygun işler önerilmeli.
- İç dünyasıyla ilgilenilmeli.
- Sessiz niteliklerinden dolayı onu taktir edilmeli.
- Yoğun heyecanlarını dışa vurmaları istenilmemeli.
- Aşırı konuşarak bunaltılmamalı.
- Yalnızlığa gömülmesine izin verilmemeli.
3.3. – Şizotipal Kişilik Yapısı
Belirtiler
- Batıl inançlara sahip olmak yada doğa üstü, açıklanamayan olaylarla uğraşmak.
- Özel güçleri olduğuna inanmak.
- Başkalarını sihirli güçleri ile kontrol edebileceklerine inanmak.
- Alakasız ve belirsiz konuşma şekli.
- Kuşkucu olma ve paranoid tepkiler verme.
- İnsanlarla ilişki kurmakta problem.
- Sosyal ortamlarda huzursuzluk ve gerginlik hissetme.
Toplumda görülme Derecesi: % 3 Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülmektedir.
Şizotipallere Nasıl Davranılmalı?
- Mümkün olduğunca bir arada olmaya çalışılmalı.
- Gerçeklikten kopmamasına yardımcı olunmalı.
- Sosyal ortamlara katılabilmesi için uygun koşullar yaratılmalı.
- İletişim, ilişki kurma ve diğer sosyal becerilerini geliştirmesi için yardımcı olunmalı.
3.4- Antisosyal Kişilik Yapısı
Belirtileri:
- Düşünmeden ani hareketler ve doğabilecek sonuçlara karşı umursamazlık
- Kişisel çıkar ya da zevk için yalan söyleme, aldatma ve kanunsuz işler yapmak
- Başkalarının duygularını umursamamak,
- Sinirlilik, saldırganlık ve şiddet uygulamak.
- Güvenlik ya da sorumluluk üstlenmek gibi konulara tamamıyla kayıtsız kalmak.
- Acıma duygusunun olmaması.
Toplumda görülme derecesi: Erkeklerde % 3-9 kadınlarda % 1 oranında görülmektedir.
En iyi tanımlayan atasözleri ve deyimler: Atın ölümü arpadan olsun
Antisosyallere Nasıl Davranılmalı?
- Her zaman bir kötülük yapabileceği unutulmamalı.
- Söylediklerine değil, yaptıklarına inanılmalı.
- Yardım isteyebileceğimiz bir yakını olup olmadığı öğrenilmeli.
- Gereksiz güç savaşına girmekten sakınılmalı.
3.5- Borderline (Sınırda) Kişilik Yapısı
Belirtileri
- İdealleştirme ile aşağılama arasında sürekli değişen bir ilişki.
- Tehlikeli boyutlarda kendine güven eksikliği ve dengesizlik.
- Ruh halinde sürekli ve büyük değişimler.
- Aşırı ve yoğun öfke.
- Kızgın ve saldırgan patlamalar.
- Ayrılıkta ya da kayıp anında panik duygusu.
- Sürekli olarak kendini boş hissetme.
Toplumda görülme derecesi:% 2, kadınlarda daha fazla görülmektedir.
En iyi tanımlayan Atasözleri ve deyimler: Deli Dolu. Ne yapacağı belli olmaz. Günü gününe uymaz.
Sınırda Kişiliklere Nasıl Davranılmalı?
- İniş çıkışları anlamaya çalışılmalı.
- İki uç arasında gidip geleceği unutulmamalı.
- İntihar tehditleri ciddiye alınmamalı.
- Anlayamadığımız bir biçimde tepki gösterdiğinde sakin kalmaya çalışılmalı.
- Değişebileceği yanılgısına düşülmemeli.
3.6- Histrionic (oyuncu) Kişilik Yapısı
Belirtileri
- Kaçınılmaz bir boşluk hissi ve çaresizlik.
- Başkalarının dikkatini çekmek ve onaylanmak için fiziksel görünüme ve baştan çıkarıcı davranışlara eğilim.
- Sürekli olarak ilginin merkezi olma ihtiyacı.
- Ani değişimler ve nispeten yüzeysel ifade şekli.
- Gösterişli olmaya, oyunculuğa ve acındırıcı davranışlara eğilim.
- Başkalarının etkisine fazlası ile açık olma.
- Kendi değerini diğer insanların yaklaşımlarına göre ölçme.
Toplumda görülme derecesi: % 2- 3 Kadınlarda daha fazla rastlanmaktadır.
En iyi tanımlayan atasözleri ve deyimler: Vur patlasın çal oynasın.
Oyuncu Kişiliklere Nasıl Davranılmalı?
- Dramatik durum ve aşırılıklara hazır olunmalı.
- Ara sıra sınırlarını belirleyerek oyunlarını oynayabileceği bir alan bırakılmalı.
- Her normal davranışında ilgi gösterilmeli.
- Kahramanlık mertebesinden, zavallılık düzeyine indirilmeye, ya da tam tersine hazır olunmalı.
- Onunla alay edilmemeli.
- Baştan çıkarma davranışları karşısında heyecana kapılmamalı.
- Çok yumuşak olunmamalı.
3.7. Narsistik (özsever) Kişilik Yapısı
Belirtileri
- Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır.
- Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik, ya da kusursuz sevgi düşlemleri üzerine kafa yorar.
- “Özel” ve eşi bulunmaz biri olduğuna inanır.
- Çok beğenilmek ister.
- Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarı için kullanır.
- Amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf yanlarını kullanır.
- Başkalarının duygularını ve gereksinimlerini tanıyıp tanımlama konusunda isteksizdir.
- Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
- Küstah, kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler.
Toplumda görülme derecesi: % 2-5 oranında görülmektedir. Daha fazla erkeklerde görülmüştür.
En iyi anlatan atasözleri ve Deyimler: Çalımından geçilmemek. Çalım satmak.
Narsistik Kişilik Yapısına Sahip Birine Nasıl Davranılmalı?
- Samimi olduğu her durumda takdir edilmeli.
- Başkalarının tepkileri ona izah edilmeli.
- Görgü kurallarına çok titiz bir biçimde uyulmalı.
- Sadece zorunlu eleştiriler yapılmalı ve açık olunmalı.
- Başarılar ve ayrıcalıklar gizlenilmeli.
- Sistematik olarak karşı çıkılmamalı.
- Bizi kullanmasına karşı dikkatli olunmalı.
- Yinelemek istemediğimiz iyilikler hiçbir zaman yapılmamalı.
3.8. Çekingen kişilik yapısı
Belirtileri
- Kritize edilmekten ve kınanmaktan dolayı büyük acı çekerler.
- Yakın arkadaşları yoktur.
- İnsanlarla ilişki kurmaktan kaçınırlar.
- İletişim gerektiren aktivitelerden ve görevlerden uzak dururlar.
- Yanlış yapma korkusundan dolayı sosyal ortamlarda utangaçlık
- Olası zorlukların abartılması.
- Kendine güven eksikliği ve yetersizlik hissi.
En iyi anlatan atasözleri ve Deyimler: Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.
Toplumda Görülme derecesi: % 1
Çekingen kişilik yapısına sahip birine nasıl davranılmalı?
- Olumlu yönleri ve başarıları sık sık hatırlatılmalı.
- Görüş ve düşüncelerini önemsediğimiz gösterilmeli.
- Kendilerini rahat hissedecekleri bir ortam oluşturulmalı.
- Aşırıya kaçmadan, sosyal ilişkiler kurması desteklenmeli.
- Alay edilmemeli ve espri konusu yapılmamalı.
3.9. Bağımlı kişilik yapısı
Belirtileri
- Kendi başlarına karar verememek.
- Pasiflik.
- Kişisel sorumluluktan kaçınmak.
- Yalnız kalmaktan aşırı derecede korkmak.
- Bir ilişki bittiğinde büyük acı çekmek ve çaresizlik hissetmek.
- Normal yaşam gereklerini yerine getirememek.
- Terk edilme korkusundan başka bir şey düşünmemek.
- Kınanma, onaylanmama gibi yaklaşımlarda kolaylıkla incinme.
- İnsanlara aşırı derecede bağımlı olmak.
- Uzun süreli bir ilişki içinde olma ve aşırı derecede sevgi gösterilmesine ihtiyaç duymak.
Toplumda görülme derecesi: % 0,5 Daha çok kadınlarda görülmektedir.
Bağımlı kişilik yapısına sahip birine nasıl davranılmalı?
- Başarılarından çok girişimleri desteklenmeli.
- Öneri isterse, cevap vermeden önce onun düşüncesi öğrenilmeli.
- Rica etse bile onun yerine karar alınmamalı.
- Başarısız olsalar bile girişimleri eleştirilmemeli.
- Sürekli olarak gölgemizde yaşaması kabul edilmemeli.
3.10. Obsessif Compulsif (saplantılı-zorlantılı-mükemmeliyetçi) kişilik yapısı
Belirtileri
- Yapılan etkinliğin asıl amacını unutarak ayrıntılarla uğraşır.
- İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmeliyetçilik gösterir
- Arkadaşlıklarından yoksun kalacak derecede kendisini işe adar.
- Ahlak, doğruluk ya da değerler gibi konularda vicdanının sesini aşırı dinler ve esneklik göstermez.
- Eskimiş ya da değersiz şeyleri elden çıkartamaz.
- Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe göre dağılımı yapmak ya da başkalarıyla birlikte çalışmak istemez.
- Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır.
- Katı ve inatçıdır.
Toplumda görülme derecesi: % 1 oranda daha çok erkeklerde görülmektedir.
Mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip birine nasıl davranılmalı?
- Düzenli olma isteği anlayışla karşılanmalı.
- Ayrıntıların önemli olduğu, düzenli olmayı gerektiren ve denetimle ilgili işlerde görevlendirilmeli.
- Bir iş için ikna etmek isteniyorsa, o işi mantığını kurarak ayrıntılı bir biçimde gündeme getirilmeli.
- Duygularını ifade etmeleri için zorlamamalı.
- Karar verilmesi gereken durumlarda karar verme ona bırakılmamalı.
- Övücü sözler söylerken aşırıya kaçılmamalı.
3.11. Depresif kişilik yapısı
Belirtileri
- Olağan duygudurum ümitsizlik, kederlilik, neşesizlik, mutsuzluk ile belirgindir.
- Kendisi hakkındaki düşünceleri yetersizlik, değersizlik ve düşük benlik saygısı çerçevesindedir.
- Kendisine karşı eleştirel, küçültücü ve suçlayıcıdır.
- Sürekli düşünceli ve endişelidir.
- Başkalarına karşı negativist, eleştirel ve yargılayıcıdır.
- Kötümserdir.
- Suçluluk ve pişmanlık duymaya eğilimlidir.
Depresif Birine Nasıl Davranılmalı?
- Aşırı ilgi ve özverili davranışlarla ve konuşularak kolayca ortadan kaldırılamayacağı unutulmamalı.
- İstek ve gereksinimlerini ifade etmesi için cesaretlendirilmeli.
- Olayların olumlu yönleri gösterilmeye çalışılmalı.
- Uzun uzun öğütler verilmemeli.
- İçinde bulunduğu durgunluğa sürüklemesine izin verilmemeli.
3.12. Pasif-Agresif Kişilik Yapısı
Belirtileri
- Yapılması gereken işleri geciktirir.
- Haksız yere karşı çıkar, sıklıkla itiraz eder.
- “Unuttuğunu” öne sürerek yükümlülüklerden kaçınır.
- Kolayca küser, gücenir, gönül koyar.
- İnatçı olarak bilinir.
- Başkalarından gelen faydalı tavsiyelere içlenir, bozulur.
- Yetkili durumundaki kişileri anlamsız yerde eleştirirler.
- Kendisinden üstün hissettiği kişileri küçümserler.
- Vermeyi, yardım etmeyi severler.
- Her şeye öncelikle “hayır” deme eğilimindedir.
Toplumsal yaygınlığı: Ölçülmemiştir.
Pasif-Agresif Birine Nasıl Davranılmalı?
- Kendini ifade etmesinde yardımcı olunmalı.
- Muhalefet etmesi görmezden gelinmemeli.
- Anne-baba üslubuyla eleştirilmemeli.
- Mümkün olan her durumda görüşü alınmaya çalışılmalı.
- Kör bir çekişme içine girmekten kaçınılmalı.
- Genellikle bir işe yaramadığı için mümkün olduğunca ceza vermekten kaçınılmalı.
- Çözüm üretmeleri beklenilmemeli.
4. ZOR İNSANLAR KARŞISINDA İZLENEBİLECEK TUTUMLAR
- Tepkisiz Kalmak: Tehlikeli bir seçimdir, sıkıntıyı ortadan kaldırmaz. Moral bozukluğu, verim düşüklüğü sürer. Etkin bir tavır edinmek geciktiği için sorunda giderek büyür, üstelik tepkisiz kalan kişi sonrasında kendini eleştirecek ve çizdiği bu profilden rahatsız olacaktır.
- Bırakıp Gitmek: Sadece çok uç durumlar için tercih edilecek bir yol olabilir. Çoğunlukla verilen tepkiler o tepkiyi veren kişiyi daha çok üzer, çekip gitmek bunlardan biri olabilir. Üstelik çözüm getiren bir tercih değildir. Ayrıca yeniden aynı yere dönmek söz konusu ise bu çok daha zor durumlara yol açacaktır.
- Tarz Değiştirmek: Tarz, kullandığımız sözcükler ve bedenimizin o sözleri destekleyen hareketleridir. Tarz bir sonuçtur ve gerek kendimizin kendimizden, gerek başkalarının bizden hoşnut kaldığı ortamlar yaratmak için uzun bir süreç sonrası ortaya çıkan davranış değişikliklerinin izlenebilir halidir. Zor insanlara farklı açıdan bakabilmeyi ve dinlemeyi, farklı hissedebilmeyi öğrenmeyi bilmek gerekir. Böylesi bir yaklaşımı benimsemek, zor insanlara istenmeyen nitelikte tepki verme durumunu ortadan kaldıracaktır. Tarz değiştirmek, zor insanlar karşısında her zamanki tavrımızı sorgulamak ve gerektiğinde bu tavrı radikal bir biçimde değiştirmektir.
- Bakış açısını değiştirmek: Düşünsel bir süreçtir. Davranışlarımızın temelini hayatı nasıl algıladığımız, nasıl yorumladığımız belirler. Bu anlama ve yorumlama eylemleri ise bakış açısı ile ilgilidir, dolayısıyla sürecin açık bir biçimde işlemesi gerekir ki sonuçta tarzımızda da değişiklik olsun. Kişi, zor insanlar karşısında çaresiz değildir ancak karşısındaki zor insanı hemen değiştirmek gibi bir yaklaşım hem gerçekçi hem de kolay değildir. Zor insanların yarattığı zor durumlardan çıkabilmenin yollarından belki de en etkilisi, önce bakış açımızı değiştirmek, düşünsel süreci yaşamak, ardından buna bağlı olarak tarzımızda değişiklikler sergilemektir.
5. ZOR İNSANLARLA BAŞETMEDE YAPILMAMASI GEREKENLER
- Zor insanların davranışları kişisel olarak alınmamalıdır: Bu zor insanların davranışları karakterlerinin bir parçası olabilir. Bu yüzden çevrelerindeki herkese kötü davranışlar sergiliyor olabilirler. Zor insanların tavırlarının sadece bize yönelik olduğundan emin olduğumuzda harekete geçmeliyiz.
- Zor insanlarla baş etmekten ve onlarla sorunlarımızı çözmekten kaçınmamalıyız: Çünkü çözülmemiş sorunlar birikir ve daha büyük problemlere yol açar. Ayrıca kaçmak bizi zayıf gösterebilir ve daha çok saldırıya maruz kalmamıza neden olabilir.
- İçinde olduğumuz durumdan ya da zor kişilerden sürekli şikâyet etmemeliyiz: Bu kişilere onların silahıyla yani saldırganlıkla karşılık vermeye çalışmamalıyız. Çünkü onlar bir yaşam boyu böyle davranıp buna alışmışlar. Alışık olmadığınız bir tavırla başarıya ulaşamayabiliriz.
- Kendimiz olmayı denemeliyiz: Taviz vermemeliyiz. Çünkü ne kadar taviz verirsek verelim, zor insanlar her zaman daha çok taviz isteyeceklerdir. Yani taviz tavizi doğuracaktır
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Yaşam koşulları bizleri kaçınılmaz olarak bir zor kişilikle ilişkide bulunmaya götürebilir. Bu bir komşu, patron, iş arkadaşı, eş ya da anne-baba olabilir. “Zor Kişilikler“ doğa olayları gibidir. Onlar her zaman vardır ve her zamanda var olacaklardır. Onlara öfkelenmek kötü havaya ya da yerçekimi yasasına kızmak kadar boşunadır. Eğer bir paranoyağı, bir narsisi, kaygılı ya da depresif bir kişiliği anlamaya çalışırsak, çıkarabilecekleri sorunlara daha kolay karşı koyabiliriz.
Unutmamak gerekir ki, bu kişiler böyle olmayı kendileri seçmediler. Kim, aşırı derecede kaygılı, itici, kuşkucu, başkalarına bağımlı ya da kafayı ayrıntılara takan biri olmayı özgürce seçer? İş hayatımızda geçinilmesi zor insanları tanımak ve onlara nasıl davranılması gerektiğini bilmek, bizim hayatımızı daha da kolaylaştıracaktır. Ne yazık ki, pek çoğumuzun yaşamında birlikte iş yapmaya, çalışmaya hatta konuşmaya katlanamadığı birileri vardır. Geçinilmesi zor insanları değiştiremeyiz, ancak onlarla iletişimde başarılı olabiliriz.
Geçinilmesi zor insanlarla geçinmeyi başarmak isteyenler için çeşitli öneriler bulunmaktadır. Fakat bunların akla gelince kolayca başarılan davranış biçimleri olmadığı ve ancak uzun dönemli çabalar sonucunda kazanılabileceği unutulmamalıdır. İnsanlarla ilişkiyi ve iletişimi yönlendirmek ve yönetmek için insanın öncelikle konuyu önemsemesi, sahiplenmesi ve sabırlı biçimde çaba harcaması gerekmektedir.
- Kendimizi yeterince tanıyıp tanımadığımızı gözden geçirebiliriz,
- İletişim ve ilişki kurma becerilerimizi gözden geçirebiliriz,
- Kendi bakış açımızdan sıyrılmalıyız,
- Özgüvenimizi, öz değerlilik duygumuzu gözden geçirmeliyiz,
- Yaşadığımız duyguların bizi yönlendirmesini önleyebiliriz,
- Onlara onların uyumsuz davranışlarını arttırmayacak biçimde davranabiliriz,
- Onlara bekledikleri gibi davranabiliriz,
- Onun gereksinimlerini karşılamaya çalışabiliriz,
- “Mantıklı” davranmasını beklememeliyiz,
- Değişmesini beklememeli, değişeceğini ya da değişebileceğini düşünmemeliyiz,
- Bizi anlamasını ya da hak vermesini beklememeliyiz,
- Doğruyu gösterme konusunda ısrarcı olmamalıyız,
- Alınganlık göstermemeli karşıdakinin tutum ve davranışlarını üstümüze almamalıyız,
- Olup bitenden yalnız karşımızdakini sorumlu tutmamalı, kendi sorumluluklarımızı da araştırmalıyız,
- Her kişilik yapısının kendisine özgü düşünce, tutum ve davranış özellikleri olduğunu unutmamalıyız,
- Onun bakış açısına saygı göstermeliyiz,
- İlişkimizin sınırlarını kafamızda net olarak çizmeliyiz,
- Sonuç elde etmeye odaklanmalıyız,
- Karşı tarafın istek, amaç ve gereksinimlerini anlamaya çalışmalıyız,
- Onun uyumlu davranışlarını takdir etmeliyiz,
- Eşduyum ile karşıdakini anlamaya çalışmalıyız,
- Kendimizin de geçimsiz bir insan olabileceğimizi unutmamalıyız,
- Geçinilmesi zor insanların davranışlarının altında yatan nedenleri görmeye çalışmalıyız,
- Onları değiştirmeye çalışmamalıyız,
- Sadece onlara karşı davranışlarımızı gözden geçirip biraz değiştirerek huzuru ve başarıyı yakalayabiliriz.
İyi geçinme ve uzun süre dost kalma, iki insanın kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin affedilebilir kusurlarını hoş görmesiyle olur. Problemlerin çözümü bizim elimizde…
7. KAYNAKLAR
BERNSTEIN Albert J. Duygusal Vampirler, İstanbul, Alfa, 2006
BRINKMAN Rick, KIRSCHNER Rick, Zor İnsanlarla Başetme Yolları, Boyner Yayınları, 2001
KÖROĞLU Ertuğrul, Kişilik Bozuklukları, Ankara, HYB Basım Yayın, 2007
MASON Carrie, Zor İnsanlarla Anlaşmanın 151 Yolu, İstanbul, Nokta, 2008
LELORD François Zor Kişiliklerle Yaşamak, İstanbul, İletişim, 2000
ÖZMEN Erol, Geçinilmesi Zor İnsanlarla Geçinme Sanatı, İzmir, Meta, 2007
www.psikoloji.gen.tr/kisilik/
www.psikoloji-psikiyatri.com/kisilik_bozuklugu.html
www.itf.istanbul.edu.tr/adlitip/Seminer…/Kisilik_Bozukluklari.
No Comments