Hayır Diyebilmek Neden Bu Kadar Önemli?
Kendi yaşantımızın dümenini elimizde tutabilmemiz için “hayır” diyebilmek gerekiyor. Çok yorgunuz ve eve misafir gelmek istiyor, onlara kırarım ayıp olur endişesiyle “hayır” diyemiyoruz. Ancak o akşam için planladığımız, rahat bir koltukta oturup gevşemek. Bunları feda ettiğimiz için hem sıkıntılı, gergin bir akşam geçiriyor, hem de ertesi sabaha daha da yorgun olarak kalkıyoruz. Ya da; işyerimizde çok yoğunuz ve bir işi daha bitirmemiz isteniyor, ancak yeni işi yetiştiremeyeceğimizi söyleyemiyoruz onu da bitirmeye çalışıyoruz. Bu arada daha önce yapmakta olduğunuz iş aksıyor. Bir şekilde elimizdeki tüm işleri bitirsek bile karşı tarafa bu işi yaparken ne kadar zorluk çektiğimizi bildiremediğimiz için karşımızdaki kişi bizim emeğinizi anlayıp takdir edemiyor ve bizden hep aynı performansı göstermemizi bekleyebiliyor. Hatta daha az çalıştığımızı bile söyleyebiliyor.
- “Hayır” diyemediğimiz için sürekli biriken işler ve başkalarının isteklerini sürekli yerine getirmek, bir süre sonra yaşantımızın kontrolünün elimizden kaçmasına, kendi isteklerimizin yaşantımız içinde yer almamasına neden olabiliyor.
- Kendimize güvenebilmemiz için “hayır” diyebilmek, “hayır” diyebilmemiz için de kendimize güvenmemiz gerekiyor. Gerektiğinde “hayır” diyebilmek ve dolayısıyla istemediğimiz, doğru bulmadığımız işleri yapmamak kendimize olan saygımızı arttırır. Birilerini kırmamak, onların sevgisini, ilgisini, saygısını kaybetmemek için uygun görmediğimiz görevleri yapmak, itiraz etmemek, bizi kendi gözümüzde değersiz kılabilir.
- İş ortamında zamanı iyi yönetmek, iyi bir takım oyuncusu olabilmek için “hayır” demek çok önemli. Bir takımda herkes sadece kendine üzerine düşeni yaparsa takım iyi bir oyun çıkarır. Bir oyuncu kendi görevi olmayan işleri sadece “hayır” diyemediği için yaparsa kendi görevlerini aksatabilir, gereğinden önce yorulabilir ve sıkılabilir. Ayrıca takım içerisinde sorunlar yaşamaya da başlayabilir. Ayrıca zamanın sınırlı ve yapılacak işlerin çok olduğu noktada öncelikleri belirleyebilmenin en önemli koşullarından biri de daha az öncelikli olan işe hayır diyebilmektir. Böylece zaman tuzaklarından da kurtulmuş olunur.
- Yanlış anlaşılırım endişesiyle olumsuz düşünceleri dile getirememek adına “hayır” diyememek ilişkileri zedeleyebilir, insanlar bizim samimiyetimizden kuşku duyup bizden uzaklaşabilirler.
- Kendi potansiyelimizi, gerçekçi gözle görmemiz için sadece başkalarının değil kendi değerlendirmelerimize inanmamız gerekiyor. “Hayır” diyerek olumsuz değerlendirilebileceğimizi düşünmekten vazgeçip kendimizi olduğumuz gibi ortaya koyduğumuzda kapasitemiz daha doğru değerlendirilmiş olacaktır.
- Yanlış yapmaktan, hatalı davranmaktan ve olumsuz değerlendirilmekten korkmadığımızda gerekli noktalarda rahatlıkla “hayır” diyebilecek ve korkularımızın gereksiz olduğunu, aslında insanların hatasız olanı, mükemmeli değil de kendisi gibi hata yapabileni daha kolay kabul ettiğini, sıcak yaklaştığını görebileceğiz. Hem daha çok sevilen, kabul gören hem de sayılan biri olabiliriz. İnsanlar bizim karşımızda nasıl davranmaları, ne zaman durmaları gerektiğini, bizim de sınırlarımız olduğunu bilecekler ve böylece daha açık ve sağlıklı iletişim kurabileceğiz.
Tüm bu sözünü ettiklerimiz iş performansımızın artmasında, kişi olarak kendimize daha fazla güvenmenizde ve kendimizi daha saygın bulmamızda ve insanların bizi daha gerçekçi boyutlarda değerlendirmesinde etkili olacaktır. Ayrıca da; onların istediklerini yaptığımız için değil de kendimiz olduğumuz için sevildiğimizi, değer verildiğimizi görme fırsatımız olacaktır.
Bu yazı Psikonet.com sitesinden alınıp ben diline uyarlanmıştır.
Öncelikle merhabalar,
“Hayır” diyebilmek ve “sınırlarımızı koruyabilmek” şu dünyada yaşamımızı kolaylaştıran ve verimliliğimizi artıran iki önemli beceri. Ancak bu durum bazen zorlaşabiliyor ve bizi hiç de istemediğimiz sonuçlara götürebiliyor. Hem günlük hayatta hem de sosyal medyada etki altında bırakılıyoruz. Elalem ne der diye düşünebiliyor, başkaları üzülmesin diye kendimizi üzüyor, kendimizden taviz veriyoruz. Aman ağzımızın tadı bozulmasın, darılmaca gücenmece olmasın diyerek aslında kişiliğimizi zedeleyen pek çok duruma göz yumabiliyoruz. Bu da beraberinde ruhsal yorgunluğu getiriyor. Bu konuyla ilgili Reşat Nuri Güntekin’in şu sözünü çok severim:
”Biz, hayır demeyi, işim var demeyi, olmaz demeyi beceremeyen insanlarız. Yorgunluğumuz bitmez bizim.”
‘’Hayır’’ diyebilmek üzerine naçizane notlarımı okumanız için ben de sizinle paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/hayir-diyebilmek/
Sevgilerimle,
sağlıkla kalın.
Yorumlarınız için teşekkürler.