Enter your keyword

Trafik Kazaları – İletişim Kazaları

Bir ülkenin trafik düzeni, o toplumun insan ilişkilerini yansıtan önemli göstergelerden biridir. Trafik, araç kullanan kişilerin birbirleriyle kurdukları ilişkilerin tümünü ifade eder. Bir ülkedeki trafik düzenine bakarak, insanların birbirlerine nasıl bir tavır içinde olduklarını gözlemleme olanağı vardır.

Günlük yaşamımızın önemli bir parçası olan trafikteki davranışlara, bu amaçla, kısa bir göz atalım.
Her gün karşılaşılan trafik sorunları aslında kişiler arasında ortaya çıkan ilişki sorunlarının tipik bir örneğidir. Trafik yasası, araç kullanan kişilerin ilişkilerini düzenleyen kuralları kapsar. Taşıt gibi somut bir nesne ile, sürücülük gibi açık seçik gözlemlenebilen bir davranışı içerdiği için, trafikte aksayan yönleri görmek daha kolaydır.

İnsan ilişkilerinde aksayan yönleri gözlemleyebilmek trafikte olduğu kadar kolay değildir; daha üst düzeyde bir algılama becerisi gerektirir. Bu nedenle söze, gözlemlemesi kolay olan trafik sorunlarının tartışmasıyla başlayalım.

Türkiye’nin trafik düzeninin bozukluğundan söz edildiğini işitmeyen kalmamıştır. Trafik kazalarıyla ilgili haberler, çoğu kez, gazetelerin ilk sayfalarında yer alır. Yılın belirli bir haftası Trafik Haftası olarak adlandırılarak ister sürücü, isterse yaya olsun, vatandaşın trafik bilgisi artırılmaya çalışılır. Yurt dışında, daha gelişmiş ülkelerde bir süre
bulunmuş kimseler, o ülkelerdeki trafik düzeniyle yurdumuzdaki trafik düzenini karşılaştırarak Bizde niçin onlar gibi düzenli bir trafik yok? diye yakınır.

Kısacası, Türkiye’nin trafik düzeninin karmakarışık, başıbozuk olduğu söylenir. Avrupa ya da Amerika toplumunun anlayışı içinde değerlendirilirse,
trafiğimizin gerçekten büyük bir başıbozukluk içinde olduğu görülür.
Ne var ki, Türk toplumunun yaşamını yönlendiren geleneksel kültür anlayışı çerçevesinde bakılırsa, Türk trafiğinde tutarlı bir düzen gözlenir.

Türkiye’deki trafiğin temelinde bulunan ve onu biçimlendiren kurallar,toplum yaşamını yöneten temel anlayıştan kaynaklanır. Bu nedenle, günlük
trafik yaşamımızda uygulanan kurallar, Batılı ülkelerin trafik kurallarından doğal olarak farklıdır. Kitapta yazılı olan trafik yasası Batılı ülkelerin kurallarına yakın düşer; ama, sokakta uygulanan trafik yasası Türk toplumuna
özgüdür ve insan ilişkilerini yöneten temel anlayışı yansıtır.

Örneğin, büyük aracın geçiş üstünlüğü (vardır) kuralı bize özgü, trafik yasasında bulunmayan, oysa uygulamada geçerliği olan bir kuraldır.
Yine, erkek sürücü kadın sürücüden üstündür; kadın sürücü erkek sürücüye yol vermeli ve onun önüne geçmemelidir kuralı, toplumumuza özgü, trafik yasasında olmayan bir kuraldır.

Trafik yasasında bulunmayan, ama Türkiye’de uygulamada kullanılan Yukarıdaki örneklere benzer daha birçok gizli kural gösterilebilir:
Duruma göre kırmızı ışıkta durulmayabilir,
Taksi şoförü, özel araç kullananlardan daha ayrıcalıklıdır.

Yukarıda da belirtildiği gibi, trafik, araçlı insanların ilişkisi olarak tanımlanabilir. Ne var ki bu ilişki, sınırları ve kullanış biçimleri iyice belirlenmiş yerlerde, yani yollarda yer alır. Bu sınırlandırmaya rağmen, yol üzerinde trafik ilişkileri içinde olan kimselerin davranışlarıyla, yüz yüze
konuşan insanların iletişim ilişkileri arasında büyük benzerlikler bulunur.

Bazı kimselerin, konuştukları kişilerin sözlerini sürekli olarak
kestiklerini gözlemişsinizdir. Bu kişiler sözlerini kestikleri kimselerden sosyal mevki, prestij ya da yaş yönünden, büyük bir olasılıkla, daha büyüktürler. Sosyal itibar yönünden büyük olan bu kişiler, karşısındaki sanki konuşmuyormuş gibi, istedikleri anda söze başlar.
Bu davranış biçimiyle, trafikte büyük araçların kendilerinden daha küçük olan araçların yollarını kesmeleri, sanki küçük araçlar yokmuş gibi davranmaları
arasındaki benzerlik ne denli çarpıcı, değil mi?

Bir aracın sürücüsü, yolda kendinden başka araç yokmuş gibi davranırsa, trafik kazası olur. Bir kişi konuşurken, karşısındakini nasıl etkilediğini düşünmeden, kendi bildiği yönde istediğini söylerse, aynı trafikte olduğu
gibi, iletişim kazaları ortaya çıkar. İnsan ilişkileriyle ilgili bu
kazaların sonucunda da yaralananlar ve ölenler vardır: Küsenler, ayrılanlar ve gücenenler yaralıları, kendi içine kapanıp yalnızlığa gömülenlerse ölenleri oluşturur.

İletişim kazaları, trafik kazalarında olduğu gibi, kazalara yol açan nedenler bilindiği derecede azaltılabilir. İletişim konusunda bilgi edinen birey hem kendini, hem de çevresindekileri daha iyi değerlendirir ve anlar.
Kendi davranışlarını değerlendirebilen kimse, kurmuş olduğu ilişkilerin temelinde yatan psikolojik süreçleri anlar ve farkına varmadan ortaya çıkan iletişim kazalarını önleyebilme olanağına kavuşur.

Kaynak: Prof.Dr. Doğan CÜCELOĞLU

No Comments

Post a Comment

Your email address will not be published.